Thich Nhat Hanh’ın kitabında söylediği gibi ‘yaşam şimdiki andadır.’ Mindfulnessın temel öğretisi anı deneyimlemektir. Mindfulness ne demek diye sorarsanız andaki deneyimi fark etmektir. Bu noktada sık sık vurgulanması gereken mindfulnessın ‘anı yaşa’ demekten farklı bir şey olduğudur. Mindfulness uygulamaları anı duyularla, duyumlarla, düşünce ve duygularla fark etmeye odaklanır. Mindfulness çalışmaları bir beceri geliştirme sürecidir.

Yaşamı an be an fark etmek basit gibi görünse de farkında olmayı hatırlamak asıl zor olan süreçtir. Günlük yaşamda daha önce anlattığımız otomatik pilot kontrolünde akıp giden zamandan sıyrılmak ve o anda kalmak güçtür.
Oysa aldığımız her nefesle daha önce yaşamadığımız bir ana adım atıyoruz ve bir sonraki nefesle onun geçmişte kaldığını gözlemliyoruz. Hayat böyledir. An be an yeni bir deneyim sunar ancak gerimizde kalan anıların ve gelecek kaygılarının etkisinden sıyrılıp bunu fark etmek emek gerektirir.
İçinde olduğumuz her anın bize sunduğu tatlar, kokular, sesler, dokular o anın bize hissettirdikleri zamanın bize hediyeleridir. Birçoğumuz ise bir kahveyi ısısını, tadını gerçekten farkındalıkla yaşamadan içeriz. Mindfulness nedir derseniz belki farkındalıkla bir kahve içmekle bile sizde aydınlanma yaratabilecek bir beceridir.

Hayatımızda etkisini üzerimizden atmakta zorlandığımız anlar deneyimlemiş, keyifli hayallere dalıp geleceğe sürüklenmiş olabiliriz. Zihnimizin bir düşünceye kapılıp gitmesi şu anki deneyimimizi esir alabilir. Mindfulness bize bilinçli seçimler yapma fırsatı tanır. Düşüncelerimize kapıldığımızı fark ettiğimizde sadece nefesimizle bile ana dönmeyi seçebiliriz. Bazen bu pek kolay olmayabilir. Zihin düşüncelere tekrar ve tekrar kapılır. Mindful meditasyon bunu da farkında olmayı, ana odaklanmayı bize öğretir. Belki düşüncelerin bize neler getirdiğini izlemeyi de seçebiliriz, bu da bir deneyimdir. ‘Bunun günlük yaşantımızdan farkı nedir?’ diyor olabilirsiniz. Yanıt ise oldukça açıktır: Farkında olmak!
Bilinçli farkındalık etkinlikleri yalnızca o anı fark etmek değildir. Ana ait olan bedenimizde hissettiğimiz, zihnimizde meydana gelen, hissettiğimiz her ne varsa buna da nezaketle yüzümüzü dönmektir. İşte yaşamı deneyimlemek aslında budur. Zamanın gerçekten içinde olmak ve gelen giden her ne varsa nezaketle karşılayabilmek…
Mindfulness size belki her gün içtiğiniz çorbanın, adımladığınız yolun, yaptığınız işin yepyeni bir deneyimini sunar. Mindfulness etkinlikleri sizi belki de ‘gerçek’ anlamda yaşamaya davet eder. Şimdiki anda, şimdi ve burada olmaya niyet eder. Bu hiç üzülmeyeceğiz ya da umut etmeyeceğiz demek değildir. Farkındalık tüm duygu ve deneyimlere kucak açmaktır, kucak açtığımızda bize gelen her neyse ona ‘tepki’ değil ‘yanıt’ vermeyi seçebilmektir.
Farkındalıkla yaşamak dileğiyle…